İlişkisel Psikanalitik Psikoterapide Erotik-Romantik Aktarımın Temel Boyutları

Psikoterapi, Psikanaliz, Aktarım

10-15 dakikalık ücretsiz öngörüşme randevusu almak için iletişim
formunu kullanabilir veya doğrudan telefon ile mesaj gönderebilirsiniz.

İletişim Formu

Öne Çıkan Yazılar

Psikoterapi, Psikanaliz, Aktarım

İlişkisel Psikanalitik Psikoterapide Erotik-romantik Aktarımın Temel Boyutları

Yazıyı Oku

Travma, Psikoloji, Fiziksel Sağlık

Ağır Psikolojik Travmaların Uzun Dönemde Bedensel Sağlık Üzerinde Olumsuz Etkileri Var Mı?

Yazıyı Oku

Travma, Psiko-sosyal, Psiko-politik, Yazılı Söyleşi

“Psikososyal Dengemiz Bozuldu”

Yazıyı Oku

Dr. Salih Murat Paker    Şubat 2025

Bu kısa makalede, ilişkisel-psikanalitik bir bakış açısından danışanın terapistine karşı geliştirdiği romantik ya da erotik duyguların (genellikle “erotik aktarım” olarak adlandırılır) nasıl anlaşılabileceğine dair bir giriş yapacağım. Bu duygular, danışanın iç dünyası ve erken dönem bağlanma deneyimleri hakkında önemli ipuçları sunar. Her ne kadar bazen güçlük yaratabilse de, söz konusu duygu ve düşünceler, danışanın “sevme, özleme ve yakınlık kurma” tarzlarını anlamamıza olanak tanır. Aşağıda bu konuyu kavramak için dikkat edilmesi gereken temel boyutlara kısaca değinilmektedir.

1. Aktarımın İlişkisel Bir Kalıp Olarak Anlaşılması

1a. Geçmiş Dinamiklerin Tekrarlanması

Psikanalizde aktarım, danışanın geçmişindeki temel ilişki temalarının bilinçdışı düzeyde tekrarlandığı bir süreçtir. Örneğin, erkek bir terapiste karşı romantik veya erotik duygular besleyen bir kadın danışan, belki de çocukluk döneminde baba ya da baba figürüyle (veya diğer önemli erkek bakım verenlerle) yaşadığı deneyimlerin yankılarını şu anda terapide yeniden canlandırıyor olabilir. Bu eski özlemler, incinmeler ve arzular, terapötik ilişkide “aktifleşerek” günümüzde terapistle yaşanan etkileşimde yeni bir hayat bulur.

1b. Sembolik Bir İlişki

Yaşanan duygular “burada ve şimdi” gerçektir ancak sembolik bir anlam da taşırlar. Terapist, bilinçdışı bir düzeyde idealize edilmiş veya özlenmiş bir figürün rolüne yerleştirilmiş olabilir. Daha derinde baktığımızda, danışanın karşılanmamış bağlanma ihtiyaçlarını, kırılganlıkla baş etme yollarını ve hem duygusal hem de davranışsal düzeyde onaylanma ve yakınlık arayışında başvurduğu stratejileri görmemizi sağlar.

2. İlişkisel Çerçeve

2a. Karşılıklı Etkileşim

İlişkisel yaklaşımda terapist, “boş bir ekran” gibi davranmaz; terapistin kendi öznelliği ve varlığı daima aktarımı etkiler. Yani terapist olarak benim ses tonum, beden dilim, samimiyetim ve ilişki kurma şeklim, danışanın beni nasıl deneyimleyeceğini biçimlendirir. Bu nedenle, ortaya çıkan erotik aktarım ortaklaşa inşa edilmiş bir ilişkisel alanda belirmektedir.

2b. Terapötik Odada Canlandırmalar (Enactments)

Güçlü bir çekim ve romantik arzular, dikkatle yönetilmediğinde “canlandırma” dediğimiz süreçlere dönüşebilir. Canlandırma, danışan ve terapistin bilinçdışı olarak geçmiş bir ilişki dinamiğini, burada ve şimdi yeniden yaşaması anlamına gelir. İlişkisel çerçevede, etik sınırları aşmaksızın bu anları dikkatle inceleyerek; ortaya çıkan duygusal gerçekleri ve ilişki kalıplarını derinden anlamaya çalışırız.

3. Arzunun Anlamını Yorumlama

3a. Yakınlık veya Onarım Özlemi

Erotik aktarım, erken dönemde yeterince karşılanmamış olabilecek bir yakınlık, onaylanma veya güvenlik ihtiyacını dile getiriyor olabilir. Aynı zamanda, danışanda “yaklaşma-uzaklaşma” döngüsüne benzer bir durum yaratabilir: Bir yanda yakınlık isteyen, öte yanda reddedilme veya terk edilme korkusuyla geri çekilen bir duygu durumu.

3b. Benlik Değeri ve İdealizasyon

Zaman zaman romantik ya da cinsel niteliğe bürünen bu arzular, “özel, arzu edilen veya sevilebilir” hissetme ihtiyacını yansıtabilir. Terapist, nihayet danışanın beklediği tanınma ve kabulü sunabilecek, adeta “hayalindeki” kişi olarak idealize edilebilir. Danışanın, idealizasyon ile potansiyel hayal kırıklığı arasında nasıl gezindiğini anlamak terapide çok değerli bilgiler sunar.

4. Terapötik Sınırların Korunması

4a. Etik Düzeyde İçerme (Containment)

Erotik aktarımı kabul etmek ve anlamlandırmak, titiz bir uyum (attunement) ve sağlam sınırlar gerektirir. Terapötik çerçevenin bu duyguları güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortamda tutması, danışanın kırılganlığının korunması açısından kritik önemdedir. Net sınırların korunması, terapinin “yeniden sahneleme”ye dönüşmesini engelleyerek, güvenli bir keşif alanı yaratır.

4b. Duyguları Doğrulamak ama Eyleme Geçmemek

Terapist olarak hedefimiz, danışanın utanç duymaksızın bu duyguları ifade edebileceği bir güven ortamı sağlamak; ancak terapötik ilişkinin romantik veya cinsel bir boyuta taşınmasına da ortak olmamaktır. Danışanın, bu kadar derin ve mahrem duyguları paylaşabildiğinde ne reddedildiğini ne de istismar edildiğini hissetmesi, son derece iyileştirici olabilir.

5. Yansıtma ve Kişisel Gelişimi Destekleme

5a. Duyguları Dile Getirmek

Konuyu yok saymak veya kapatmak yerine, ilişkisel bir terapist; romantik ve erotik aktarımı açıkça konuşmayı teşvik eder. Bu süreç, duyguların kökenini, duygusal dokusunu ve bu duygulara eşlik eden fantezi ya da korkuları keşfetmeyi içerir.

5b. Bugünü Geçmişle Bağlamak

Analitik yaklaşımın bir parçası, danışanın şimdiki arzularını geçmiş ilişkisel deneyimleriyle ilişkilendirmektir. Bu hisler, önceki ilişki yaşantılarının bir yansıması mıdır? Terapinin dışındaki romantik yaşantısında benzer bir döngü ya da kalıp var mı? Bu bağlantıları görünür kılmak, danışanın ilişki kurma biçimleri hakkında daha derin bir anlayış kazanmasını sağlar.

5c. Danışanın Kendilik Anlayışını Genişletmek

Sonuçta, erotik aktarım üzerine çalışmak, danışanın öz-farkındalığını genişletebilir. Yakınlığa özlem duyan, bu özlem karşısında savunmaya geçen ya da sık tekrar eden ilişki şablonlarını ortaya çıkaran parçaları aydınlatır. Amaç, arzuyu ortadan kaldırmak değil; onu daha sağlıklı, esnek bir benlik ve ilişki anlayışına entegre etmektir.

Sonuç

İlişkisel psikanalitik bakış açısına göre, danışanın terapistine karşı geliştirdiği erotik ya da romantik aktarım, son derece değerli bir klinik bilgidir. Bağlanma, arzu ve kırılganlık konularındaki temel temalara işaret eder. Terapinin görevi, bu duyguları etik sınırlar içinde tutarken, onların altındaki anlamları keşfetmeye yardımcı olmaktır. Danışan, geçmiş ilişkilerinde yaşanan yaralanmalarla şimdiki deneyimlerini bağlantılandırdıkça; terapi, daha derin bir içgörü, duygusal gelişim ve gerçekçi, tatmin edici ilişkiler kurma potansiyelini destekler.

 

Kaynaklar

Aron, L. (1996). A meeting of minds: Mutuality in psychoanalysis. Hillsdale, NJ: Analytic Press.

Benjamin, J. (1990). An outline of intersubjectivity: The development of recognition. Psychoanalytic Psychology, 7(1), 33–46.

Bromberg, P. M. (1998). Standing in the spaces: Essays on clinical process, trauma, and dissociation. Hillsdale, NJ: Analytic Press.

Davies, J. M. (1994). Love in the afternoon: A relational reconsideration of desire and dread in the countertransference. Psychoanalytic Dialogues, 4(2), 153–170.

Freud, S. (1915/1958). Observations on transference-love. In J. Strachey (Ed. & Trans.), The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud (Vol. 12, pp. 157–171). London: Hogarth Press.

Ghent, E. (1990). Masochism, submission, surrender: Masochism as a perversion of surrender. Contemporary Psychoanalysis, 26(1), 108–136.

Greenberg, J. R. & Mitchell, S. A. (1983). Object relations in psychoanalytic theory. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Mitchell, S. A. (1988). Relational concepts in psychoanalysis: An integration. Cambridge, MA: Harvard University Press.

İletişime Geçin

Benimle iletişime geçmek için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

PAYLAŞ